Ekonomikusun Boktan ruhu
Sanırım, Hâla ilk çağdayım.
Modern olma masalının en heyecanlı yerinde uyandım. Neden uyandım, bilmiyorum. Ne de güzel uyuyordum.
Zaman değişiyor göya! zamanın hep acımasızca seyrettiğini öğrettiler bana, zaman gerçekten seyrediyormuydu. Kararsızım. Hatta bir ara postmodern oldum, bundan sonraki sıçramam ultra modern olmaktı. Olmadı! Üzerimdeki elbiseler sürekli değişti ama ben aynıydım, değişen derimin derisiydi. Zaman geçmiyordu, zamandan yeni bir zamana geçmiyordum, sadece tek bir zamanın içinde koşuyordum. İlk çağda Savaşlar görüyordum" insanlar, hayvanlar bitkiler öldürülüyordu." Güç denen kavramdı, bunu yapan, yada güçsüzlük veya korku. Evet korku! Modern zamandayım göyâ, hala insanlar, hayvanlar ve bitkiler katlediliyor. Ve yaşamın garantisi yok, güçlüler ne kadar izin verir ise o kadar ömür, Aslında hala ilk çağdayız. Değişen sadece Derimizin derisi. Belki de ilk çağda bile değilim! Kapitalizm denen bir canavar çıktı ortaya, insanı kızarmış tavuk but'u gibi gören ilk çağda avcı toplayıcılık vardı tıpkı hayvanların doğasında yaşardı insan sonra avlanmadan toplayıcılık çıktı. Duygular öldü bir bir. İnsan türüne benzeyen bir tür ortaya çıktı duygular öldükten sonra. Suretler var ama insan nerede sadece ekonomikusun boktan ruhu yaşayan. Bu biz değiliz. İlk çağdan geriye doğru gidiyorum sanırım. Ne modernliği ?
Yorumlar
Yorum Gönder