Kadıköy Yeldeğirmeninde Küflü kafenin, Küflü Müdürüne
Kadıköy taraflarına gittim geçenlerde yönetmen bir arkadışımla, orada mehşur bir cafe varmiş, yeldeğirmeninde küflü kafe mi tüflü kafemi ne!
... bunca yıllık İstanbullu olmama rağmen gözümden kaçmış burayı fark edememişim. Ne bileyim sokağa girdiğimizde bizim semtin sokaklarına benziyordu, bizim sokaklar denizi görmüyor orası uzaktanda olsa denizi görüyordu. Bir kafede oturalım bir şeyler içelim dedim. Sıradan sokak arası kafe gördük oraya oturmak istedik nereden bilelim deniz görüyormuş kıyısından köşesinden sadece çay kahve içecek ve bir başka yönetmenle sohbet edip gidecektik. Kafeye yaklaştığımızda, birden irkildik ne oluyor dedik üstümüze başımıza kafenin sundurmasından küfler döküldü battı elbiselerimiz ne oluyor dedim martılar küfmü biriktirmiş diye düşündüm, ama entresan birseydi küf sadece bizim üzerimize dökülmüştü kafede duran çakma badigarda benzeyen kravatsız müdür ve yaverlerinin üzerine küf dökülmüyordu. Sonra dedik böyle pis pis olmaz içerde oturalım. Çakma badiguard görünümlü hafif elitimsi kravatsız müdür durun içeri giremezsiniz ne oldu bombamı var dedim içerde yok dedi masalar rezerve şöyle baştan aşağı süzdü bizi ne arıyorsa amk Sonra ne derse beğenirsin sadece rezervasyonla alıyorlarmış kafeye ama yanımızdakıler bizden sonra gelenler hep girdi rezervasyon falan yok. Anladık ki bizim küflü kıyafetleri beğenmedi yavş.....
Neyse ağzımı bozmayım bu elit budalası çakma badiguard kravatsız müdüre beş dakika sonra bir telefon geldi koşturarak yanımıza geldi pardon özür dileriz buyurun istediğiniz yere oturun dedi, bu elitlikse dedim bizim oranın itleri senden daha elit diye içimden geçti. Neyse bir şey diyecektim ama misafiriz ayıp olur dedim. Bişey söylemedim. Ne deyim ismini bilmiyorum ama sana şey öneririm çakma badiguard görünümlü kravatsız müdür. Kendine başka bir iş bak sen bu işi beceremiyorsun, birde sana tavsiyem ön yargılarından kurtul yoksa hayatın boyunca diken gibi götüne batar durur.
Yorumlar
Yorum Gönder