İnsan kültürünün çöküşüne sosyolojik bakış

Kapitalizmin sürdüğü her yerde her kurumda her coğrafyada sosyal eşitsizlik vardır. Çünkü kapitalizm esitsizlikten rekabetten beslenir   sosyal eşitsizligin oluşması için reklamlar oluşturularak hırs yaratılır, insanın her zaman üç yaşındaki çocuk  olan bilinç altı maalesef görsel işitsel ve yazınsal bilinç altı programlamaya yenilir. Bilinç altı denilen bu alana atılan hırs tohumu burada uzun zaman kuluçkalanır ve filizlenerek öne geçme çabası olarak kendini gösterir sokağa çıktığınızda kafanızı kaldırdığınızda sağa ve sola döndüğünüzde eşitsizligi giyimden kuşama metalden a metale sosyalden a soysale binbir çeşitiyle karşılaşan insan türü sosyal eşitliği kapatamiyacagini anlayarak yalnizlasir kendine yabancilasir belli bir zaman sonra bunu kader olarak kabullenmeye başlar halbuki kapitalizmin çizdiği bu rota insan türünün kaderi değil psikolojik yıkımıdır. Bazı devletler kapitalizmin vahşiligi karşısında psikolojisi yıkılmış bireyler istemez çünkü psikolojisi yıkılmış bireyler verimli bireyler olamazlar üretemezler tıpkı bir makina parçasına dönüşürler bu yüzden sosyal eşitsizliği azaltacak politikalar geliştirirler. Bazısı ise sosyal eşitsizliğe müdahale etmeyerek halkın psikolojik yıkımına öz güvensizliğe sürüklerler bu yıkım sonuçlarıyla beraber insanı alt konumda tutarak iç hazinesinin önüne engel tıkayarak insan türünün kendini tanımasının önüne geçererek ögrenilmis çaresizlige teslim olur ve insan  kültürel varlık  olarak sona erer.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Kadıköy Yeldeğirmeninde Küflü kafenin, Küflü Müdürüne

Gölgelerin kalpleri...

Uçurtma...