Kayıtlar

Nisan, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

12 Kızgın Adam...

Resim
12 kızgın adam, çok önce izlemem gerekirdi. Biraz geciktim ama sonun da izledim mühim olan vazgeçmemek, 1957 yapımı filmi izledikten sonra derin bir etki uyandı ben de evet çok etkileyiciydi. Ön yargıları kırmak üzerine geliştirilen film, Suçluluk kavramını derinden sorgulatıyor karakterlerin hukukçu olmaları başka bir bakış açısı, sıcak bir oda da geçen film de seçilmiş hukuk adamlarının bile sıcak bir ortamda nasıl yanlış kararlar verdiklerini ve zaman ve mekan uygun olduğunda onlarında bir katile dönüşebileceğini aslında kimsenin suçsuz olmadığını sadece duygularını bastırmaya çalışan varlıklar olduğunu anlatmış... Mesela bir sahne de jüri'den birinin bezbol maçına yetişmek için idam cezasına onay verdiğini gözler önüne seriyor. Her sahnesinin ayrı bir ders olduğu güzel bir film. Toplumun ön yargılarını kırmak üzerine...

Siluetler

Resim
Zifiri karanlığın için de,  kör bir kuyuya bakarken buldum kendimi, kuyunun dibine çarpan ay ışığını yakalayabilmek ti bütün derdim. Gece yarısı sessizliği kulak memelerimi yırtıyordu, elimi kuyunun içine her uzatışımda karanlık daha da derinleşiyor, ay ışığı yaklaşıyordu. Boşa kürek sallamıyordum galiba, ışığı yakalamak gibi yarı baygın bir derdin içinde ayılmaya çalışıyordum. Kuyunun etrafında adımlarımın yerleri sürekli değişiyordu. Hangi tarafa yönelsem ay ışığı diğer tarafa geçiyordu. Cam gibi suyun üzerine buz gibi yansıyan ruhum!  tepemde ki çınarın yapraklarının süretlerini izliyordum. Başımın üzerinde ki çınarın en yaşlı yaprağından süzülerek gelen bir damla kuyuya düştü suyun titremesi bütün silüeti bozmuştu. 

Yarattığım karakterler

Bazen, Adımlarını çok uç noktalar da atarsın, sağın ve solun derin uçurumlara bakar. Kıpırdamanın hiç bir anlam ifade edemiyeceği noktalar vardır. Bazen, boş boş, bazen derin derin bakarsın. Bir savurgan trajedinin içine. Uç noktalar da hayat anlamlı, heyacanlı, tatminkar olur yaşadığını anlarsın. Sıradanlığın kendini tekrarlayan rabotsu kimliğinden kurtulursun. Trajedi de hep aynı karaktere bürünürsün yada bir şeylere bürünürsen o karakter olursun. Kimseye dert anlatmak zorunda da değilsin! belkide, belki anlatmanın anlamını hissetmek için yaşıyor nefes alıyorsun. Saat gecenin üç'ü zamanın bağımlılık yapan sersemliğinden kurtulma derdindeyim belki de, zaman ben'den kurtulmak için çırpınıyor. Aşağıya bakıyorum uçuruma yani gözlerine, gece yarısı arabalarının korna sesleri bölüyor zamanımı her seferinde uyandırıyor beni titrek bir uykunun içinden, Neden ? Çünkü iş birlikçi, herşey, aynaya bakıyorum yüzümün gülümsediğini görüyorum ama durun bir dakika içinde his yok. Yoklar olmaz...